İnsan ancak hayalleriyle yaşar ve biraz yaşamaya başlayınca tüm hayallerini kaybeder...VOLTAIRE...

14 Ocak 2011 Cuma

Sende Daha Yeni Yeni...

   İsimlerinizi hatırlamaya çalışıyorum;b...,e....,z...,k...,a...,daha da niceleri...Anmaya çalıştığım bu adların gel-gitlerini düşününce de değişik tablolarla karşılaşıyorum.Kİmisi,gülistana gizlice giren bir keçi tırnağı fidanıyken,kimisinin tohumları çoktan yeşermişti;kiimileri ise tamamen gonca bir güldü...Eninde sonunda hepsi gülistana gelmek için yarışmışlar,oraya ulaşmanın bir yolunu bulmak için çabalamışlardı.Kimisi,bahçevanların usülüne göre yetiştirildi,bazısı kökünden koparıldı.Gülistanın değerini bilenler ise hep orada kalmak için çaba gösterdiler;öyle ya en soğuk havalarda,en sert koşullarda bile onları koruma altına alan bu yerdi.Siz nerede olduğunuzu,hangisi olduğunuzu hiç mi hiç düşünmeyin;yüksek ökçeli düşüncelerinizin boyunu biraz kısaltın,bu yeter...
  Terk etmeyi,aklınızdan birilerini silmeyi,bunu yapmanın bile bir zarifliği olduğunu düşünemiyorsunuz,hiçbir zaman da düşünemeyeceksiniz;çünkü...Çünkü siz kendinizi değerli sanarken başkalarının da aynı oranda değerli olabileceğini düşünemeyenlerdensiniz.Ne bir eksik,ne bir fazla diyerek sürdürdüğünüz yaşamınız, ikili kelimesinin 'oyun'a değil, 'ilişki' sözcüğünün başına geldiğinde anlamlı olacağını 'sevgi' eğitimi seanslarınız boyunca kazanamamış,medd-cezir sularının oluşturduğu,geçici kıyı gölcüklerinde yaşayan birer canlısınız;nadide olabilirsiniz ama hala kıyıya vurduğunuzu anlamamış bir haldesiniz...Sonrasında boşuna çırpınmayın;oradan geçerken üzerine basılan herhangi bir şeye dikkat etmeyi çok zaman sevmemişimdir.Yalanların en ciddisini,'ben hayatımda hiç...' diye başlayan cümleleri söylemeyi her zaman bir görev bildiniz.Size verilen sadakat görevini yerine getirmiş olmakla övündünüz hep; günün birinde anlamlandıramadıklarınız görev başında uyurken gerçekleşti ve siz kaybettiniz...Aslında kimse kazanmadı,pekala ikimiz de sırt dönmeyi biliyorduk;fakat sizler sırtını dönen bir insanı arkadan bıçaklamanın cazibesini kapılarak sürüklendiniz...Kolların bacaklardan bağımsızlığını,aklın zihinden ayrı kıldığı özgürlüğünü ben size anlatamadım,siz bana zaten bir şey anlatmadınız;belki birinizi,belki ikinizi belki de hepinizi ayrı tutuyorum;zaten siz 'hariç' tabelasını 'girilmez' levhası ile hep karıştırmıştınız.
   Kokuları unutmayı,isimleri sayamamayı,bunca yıldan sonra geride anlatılacak hikayelerin bir türlü tamamlanamamasını öğrendim.Akıllarınızın cezasını çekmeye hiç yanaşmadınız,şimdilerde ise sizi sürgünlere gönderiyorum.Attığınız mesajların ihtiva ettiği bir tuş boşluğu değildi;gerçekten içine düştüğünüz boşluğu görüyordum.Yapılması isteneni dikte etmekte bile pek bir acemisiniz;cevabını bilmediğiniz soruları sormakla bunu yapamazsınız!Bununla birlikte bu yazıyı artık bitireyim;daha fazlası için hazır hissettiğinizde size dönerim...